Makale İçeriği
1. Evlilikte Aile Soyadı
2. Boşanma Halinde Kadının ve Çocuğun Soyadı
3. Çocuğun Annenin Soyadını Kullanması
4. Görevli ve Yetkili Mahkeme
5. Yargıtay Kararları Işığında Çocuğun Annenin Soyadının Kullanılması
1. Evlilikte Aile Soyadı
Hukukumuzda kocanın soyadı aile birliğini temsilen “aile soyadı” olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple kadın evlenmeyle, kocasının soyadını alır. Evlilik birliği içerisinde meydana gelen çocuklar da “aile soyadı” olarak babanın soyadını taşırlar.
Anne ve baba evli değiller ise; çocuk ile anne arasında soybağı doğum ile kurulduğundan evlilik birliği dışında doğan çocuk “annenin soyadını” alır. Baba ile soybağı kurulabilmesi için ya babanın çocuğu tanıması ya da babaya karşı babalık davası açılması gerekmektedir.
Evlilik birliği devam ederken çocuğun, annenin bekarlık soyadını taşıması ya da çift soyadı taşıması mümkün değildir. Evlilik birliğinin sonlanması ihtimalinde de kural olarak çocuk, velayet hakkının kimde olduğuna bakılmaksızın babanın soyadını taşımaya devam eder. Nitekim Medeni Kanunumuzun 321. Maddesine göre;
Madde 321-Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekârlık soyadını taşır.
2. Boşanma Halinde Kadının ve Çocuğun Soyadı
Boşanma halinde kadın, evlenmeden önceki soyadını geri alır. Çocuk bakımından ise anne ve babanın boşanmasının çocuğun soyadına bir tesiri olmayacak; velayet hakkının kimde olduğu fark etmeksizin çocuk babanın soyadını taşımaya devam edecektir.
3. Çocuğun Annenin Soyadını Kullanması
Velayet, çocuk ergin oluncaya kadar onunla ilgili alınması zorunlu kararları alma hususunda velayet hakkı sahibine sorumluluk yüklemekte ve onları yetkili kılmaktadır. Boşanma halinde velayet hakkı sahibi anne, farklı ve haklı sebeplerle çocuğunun kendisinin soyadını taşımasını isteyebilir. Bu sebeplere çocuğun üstün yararının bulunması; çocuğun annesi ile farklı soyadlarını taşımasını anlamlandıramaması, bu durumun çocuğun gelişimini olumsuz etkilemesi, soyadlarının farklı olmasının sebebini çevreye anlatma konusunda çocuğun sıkıntı yaşaması gibi örnekler verilebilir. Çocuğun üstün yararının gözetilmesi; çocuk hakkında verilecek olan karalarda bir ölçüt niteliğindedir. Velayet hakkı sahibi olan kadının, çocuğunun kendi soyadını taşıması yönündeki talepleri ilgili mercilerce uzun yıllardır reddedilmekteydi. Bu durum hem Anayasa’da yer alan eşitlik ilkesine, AİHS’ne ve Türkiye’nin taraf olduğu eşitliği kabul eden ve ayrımcılığı yasaklayan düzenlemelere aykırıdır. Anayasa Mahkemesi kendisine yapılan bireysel başvurular sonucunda eşitlik ilkesi gereği çocuğun üstün yararının bulunması durumunda annenin soyadını alabileceği yönünde kararlar vermiştir; Anayasa Mahkemesi’nin bu kararlarına göre, boşanmadan sonra çocuk annenin soyadını taşıyabilir.
4. Görevli ve Yetkili Mahkeme
Boşanmadan sonra çocuğun annesinin soyadını taşımasına karar verilmesi talepli olarak açılan davalar Aile Mahkemeleri’nde görülür.
5. Yargıtay Kararları Işığında Çocuğun Annenin Soyadının Kullanılması
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/2199 E., 2020/3166 K. Sayılı 22.06.2020 tarihli kararı;
“Somut olayda, yapılan yargılama ve toplanan delillerden çocuğun soyadının annenin kızlık soyadı ile değiştirilmesi yönünde çocuğun üstün yararı ispatlanamamıştır. O halde bu durum karşısında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2018/1306 E., 2018/4719 K. Sayılı 09.04.2018 tarihli kararı;
“Velayet hakkı tevdi edilen annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebinin velayet hakkı kapsamındaki yetkilerin kullanımı ile ilgili olduğu, velayet hakkı kapsamında çocuğun soyadını belirleme hakkının da yer aldığı, aynı hukuksal konumda olan erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını belirleme hakkının kadına tanınmamasının velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete dayalı farklı bir muamele teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velayet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı…”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2019/6722 E., 2019/10404 K. Sayılı 21.10.2019 tarihli kararı;
“Somut olayda, velayet hakkına sahip davacı anne, davalı babanın çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, çocuğun yaşamını annesi ile geçirdiğini, her türlü işini kendisinin yerine getirdiğini ve resmi işlemler ile çocuğun okul hayatında bu durumun dezavantajını yaşayacağını ileri sürmüş, davalı baba da 12.06.2019 tarihli temyize cevap dilekçesi ile davacı ile boşandıklarından beri çocuk ile yeterince ilgilenmediğini, bundan sonra da yurt dışında yaşama planı olduğunu, çocuk ile olan bağının büyük ölçüde ortadan kalkacağını, çocuğa yeni yapmış olduğu evlilik ve bu evlilikten de bir çocuğu daha olması nedeniyle zaman ayıramadığını, çocuğun tüm işlerini davacı annenin yerine getirdiğini bu sebeple çocuğun günlük hayatında sorun yaşamaması için davacı annesinin soyadını almasını kabul ettiğini bildirmiştir. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararı bakımından ruhsal gelişiminin olumsuz etkileneceği ileri sürülmediği gibi dosya kapsamı ve davalı babanın temyize cevap dilekçesindeki beyanlarından çocuğun soyadının annenin soyadı olarak değiştirilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı anlaşılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2020/5434 E., 2021/1492 K. Sayılı 18.02.2021 tarihli kararı;
“Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür.
Somut olayda, velâyet hakkına sahip davacı-karşı davalı anne, çocuğun soyadının kendisinin soyadı ile değiştirilmesinin çocuğun isteği olduğunu, okulda ve resmî kurumlarda zorluklar yaşadığını ileri sürmüştür. Çocuk uzmana verdiği beyanında soyadının annesinin soyadı ile değiştirilmesini istemiş olup çocuğun üstün yararına aykırı olmadığı sürece çocuğun tercihine değer verilmelidir. Çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesi halinde çocuğun üstün yararına aykırılık tespit edilmemiştir. Anayasa Mahkeme’sinin benzer olaylarda verdiği hak ihlaline ilişkin kararları da gözetilerek davanın kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”